SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-VESAYA

<< 1174 >>

باب: إذا وقف أرضا أو بئرا، واشترط لنفسه مثل دلاء المسلمين.

33. BİR TOPRAĞI VEYA KUYUYU VAKFEDENİN MÜSLÜMANLARIN BUNDAN FAYDALANDIĞI KADAR KENDİSİNİN DE FAYDALANMASINI ŞART KOŞMASI

 

وأوقف أنس دارا، فكان إذا قدمها نزلها.وتصدق الزبير بدوره، وقال للمردودة من بناته أن تسكن غير مضرة ولا مضر بها، فإن استغنت بزوج فليس لها حق.وجعل ابن عمر نصيبه من دار سكنى لذوي الحاجة من آل عبد الله.

Enes r.a. bir evini vakfetmişti. Geldikçe orada konaklardı. Zübeyr de sahip olduğu bazı evlerini vakfetmişti. Kızları içinden boşanmış olanı için "Burada otursun. Ne kendi zarar versin, ne de zarar görsün. Koca bulur evlenirse vakıfta hakkı kalmaz" demişti. İbn Ömer de, Hz. Ömer'in evinde kendine düşen payı Abdullah ailesinden ihtiyaç sahibi olanlara mesken kılmıştı.

 

وقال عبدان: أخبرني أبي، عن شعبة، عن أبي إسحاق، عن أبي عبد الرحمن: أن عثمان رضي الله عنه حيث حوصر، أشرف عليهم، وقال: أنشدكم بالله، ولا أنشد إلا أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم، ألستم تعلمون أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (من حفر رومة فله الجنة). فحفرتها، ألستم تعلمون أنه قال: (من جهز جيش العسرة فله الجنة). فجهزته، قال: فصدقوه بما قال.

وقال عمر في وقفه: لا جناح على من وليه أن يأكل. [ر:2586] وقد يليه الواقف وغيره، فهو واسع لكل.

 

[-2778-] Ebu Abdurrahman'dan nakledilmiştir: Osman r.a. kuşatılınca yukarıdan kuşatanlara gözüktü ve "Allah için söyleyin, yalnızca Hz. Nebi'in ashabından olanların söylemesini istiyorum. Bilmiyor musunuz ki Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Her kim kuyu kazarsa onun için cennet vardır" buyurmuştu da ben kazmıştım. Bilmiyor musunuz ki Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Usret (zorluk) ordusunu donatana cennet vardır" buyurmuştu da ben de bu ordunun donatılmasına katılmıştırn" dedi. Bunun üzerine oradakiler onun sözünü doğruladılar.

 

Hz. Ömer vakfında "bu vakfın mütevellisinin bundan yemesinde sakınca yoktur" demişti. Vakfın mütevellisi ise başkası olabileceği gibi, vakfın sahibi de olabilir. Dolayısıyla bu izin herkesi kapsar.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu konu başlığı, vakfeden kişinin kendi vakfından yararlanmayı şart koşmasının caiz olduğunu açıklamak için konmuştur. Bazı alimler, caizlik hükmünü, yararlanmanın umumi olması şartına bağlamışlardır.

 

Enes b. Malik, Medine'de bulunan çok odalı bir evini vakfetmişti. Haccettiğinde Medine'ye de uğrar ve burada kalırdı.

 

Bu nakil, Malikilerin, "kişinin bir konağı vakfederek konağın bir odasını kendisi için vakfın kapsamı dışında bırakmasının caiz olduğu" görüşlerine uygundur.

 

Hz. Osman'ı Abdullah İbn Sa'd İbn Ebi Serh'i Mısır'a vali olarak atamasını onaylamayan bir grup Mısırlı kuşatmıştı. Olay meşhurdur. Bu hadis, Hz. Osman'ın bilinen fazilet ve büyüklüklerini anlatır.

 

Bu hadis, kişinin uğrayacağı bir zararı önlemek veya bir fayda temin etmek için, gerektiğinde yaptığı güzel işleri anlatmasının caiz olduğunu gösterir. Bu, ancak böbürlenme, çoklukla övünme ve kendini beğenme amacı güdüldüğünde mekruh olur.

 

 

باب: إذا قال الواقف: لا نطلب ثمنه إلا إلى الله فهو جائز.

34. VAKFEDENİN "BİZ BUNUN KARŞILIĞINI ANCAK ALLAH'TAN İSTERİZ" DEMESİ CAİZDİR

 

حدثنا مسدد: حدثنا عبد الوارث، عن أبي التياح، عن أنس رضي الله عنه:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: (يا بني النجار، ثامنوني بحائطكم). قالوا: لا نطلب ثمنه إلا إلى الله.

 

[-2779-] Enes b. Malik r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ey Neccar oğulları! Toprağınızı bize bedeliyle verin" buyurmuştu. Onlar "Biz bunun karşılığını ancak Allah'tan isteriz" dediler.